
Osmanlı Devleti, kendinden önceki İslâm ve Türk-İslâm devletleri gibi, Müslüman olmayanlara karşı iyi niyetli ve hoşgörülü davranmış; dini değerlerine her zaman saygılı olmuştur. Osmanlılarda adalet ise baştan sona sayılamayacak kadar çok örnekle doludur. Tarih, Osmanlılar döneminde en alt tabakadan bir tebaanın, hatta bir gayrimüslim’in bile hükümdarı mahkemeye verebildiğini göstermektedir. (Fâtih'in, bir Hıristiyan Rum tarafından dâva edilip, mahkûm olması tarihî gerçeği, pek çok örnekten sadece bir tanesidir.)
Osmanlı Devleti’nin uygulamış olduğu sistemi bugün uygulamamasına rağmen güçlü olarak kalmayı başaran devletlerin sırrı ise ekonomik sömürüden kaynaklanmaktadır. Ancak hiçbir devlet bunu sonsuza kadar devam ettiremez. Devletler için uzun yaşamanın sırrı bellidir ve bunu uygulamayan devletlerin ise bulundukları konumu korumaları imkansızdır.
Hoşgörü ve adalet ilkeleri o kadar önemlidir ki, her zaman ve her koşulda mutlak hakimiyetin sembolleridir. Hangi durum ve konumda olursanız olun, hoşgörülü ve adaletli olmazsanız başarılı olabilir misiniz? Hoşgörü ve adalet din kaynaklıdır. Bu da demektir ki din olmadan yaşamı sürdürmek ve başarılı olmak olanaksızdır.
Merak ettiğiniz konuları bana iletirseniz o konular hakkında da yazı yazarım
S.a ben daha önce bir yerde okuduğum da şu şekilde yaxiyodu bu bir rivayet osmanlı devletinin kurucusu osman bey bir seferden gelirken geceyi handa geçiriyor odasında istirate çekiliyor ve odada Kur'an ı Kerim var diye 6, 6:30 saat ayakta durmuş bunun için 600 küsür yıl ayakta kalmışlar
YanıtlaSil